Eumeswil

1895’te Heildelberg’de doğdu. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak ilk ve orta öğrenimini Almanya’nın farklı şehirlerinde tamamladı. 17 yaşında evden kaçıp Fransız Yabancı  Lejyonu’na katıldı, hemen ardından da gönüllü olarak Alman ordusuna yazılarak I. Dünya Savaşı’na katıldı. Çarpışmalarda birçok kez yaralanan Jünger, buradaki tecrübelerini savaşın bitiminde kaleme aldığı, otoritelerce savaş edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yapıtlarından –birçoklarına göreyse 20. yüzyılın en iyi savaş kitabı– sayılan In Stahlgewittern’de (Çelik Fırtınalarından) alışılmışın dışında bir üslupla aktardı. Savaştan sonra Leipzig Üniversitesi’nde zooloji okuyan Jünger, her ne kadar liberalizm karşıtı fikirlere ve radikal ulusalcı bir söyleme sahip olsa da Hitler’in arkadaş olma isteğini ve döneminde önerilen tüm mevkileri reddetti ve rejimle başı derde girdi. II. Dünya Savaşı’nda yüzbaşı olarak askere alındı ve Paris’in işgali sırasında orada bulundu. 1944’te adı Hitler’e yapılacak suikast girişimine karışsa da soruşturma sonunda herhangi bir cezayla karşılaşmadı. Fakat aynı yıl büyük oğlu bir bahane ile hapsedildi ve öldürüldü. Küçük oğlu Alexander ise 1993 yılında intihar etti. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dört yıl boyunca sansüre uğrayan Jünger, Brecht gibi yazarların çabalarıyla aklandı ve kitapları tekrar raflarda kendine yer bulmaya başladı. Art arda romanlar, denemeler yayımlayan Jünger aynı zamanda yakın arkadaşı Heidegger gibi filozoflarla yazıştı ve felsefi metinler de kaleme aldı. Yaşamına sayısız macera, kahramanlık nişanı, sefalet, acı, büyük eserler ve övgüler sığdıran Ernst Jünger 103 yaşında Riedlingen’de hayata gözlerini yumdu.