Nadja
Kitap Adı Nadja
Yazar André Breton
Yayıncı Jaguar Kitap
Çeviren İsmet Birkan
Editör Berk Çetin
Sayfa Sayısı 145 Sayfa
ISBN 9786056923913
Paylaş

“Kimim ben?”

Birçok şeyin yanında, en temelde bir arayışın romanı olan Nadja bu unutulmaz soruyla başlıyor. André Breton, Paris sokaklarında, gerçekle düş arasında gidip gelen, bir görünüp bir kaybolan ve hep biraz eksik görünen nadide bir “umut” kıvılcımını arıyor. Yazar, bu kıvılcımın görünür olduğu anlarda, ezoterik bir aşkın yoğun melankolisine kapılmaya ve en mahrem hallerini bir günce berraklığıyla ortaya sermeye, böylece kendi benliğinin en karanlık köşelerini aydınlatmaya başlıyor. Bu açıklık, arayışının belki de en can alıcı kısmını oluşturuyor.

Nadja, gündelik hayata dair olguların gerçeküstü algılanışını sunmakla kalmıyor; gerçeküstücülüğün estetik bir kaygıdan daha fazlası, hatta politik tavrı ve varoluşsal sorgulamasıyla ne denli yaşamsal bir mesele olduğunu da gösteriyor.

Gerçeküstücülüğün kurucu metni Nadja, İsmet Birkan’ın Fransızca aslından çevirisiyle…

Bu kitabı neden yayımladık?

Bir yazar “Yaşamımı yazmaya kalksam ondan daha uzun sürer,” der. Biz de bu kitabı neden yayımladığımızı anlatmaya çalışsak, yazdıklarımız büyük bir ihtimalle kitabın kendisinden daha uzun sürecek ve kesinlikle başarılı olmayacaktır.

André Breton

Yazar Hakkında André Breton

(1896–1966) Fransız yazar, şair ve sanat kuramcısı. Gerçeküstücülüğün ilk temsilcilerindendir; hatta kimi çevrelerce “babası” olarak nitelendirilir. Tıp öğrenimine devam ederken I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle askere alındı. Savaş yıllarında, Nantes’taki sinir hastalıkları koğuşunda çalıştı ve o zamanlarda pek tanınmayan Freud’un yöntemlerini klinik ortamda kullandı. Buradaki görevi süresince, “edebî açıdan en çok etkilendiği kişi” olarak bahsettiği Jacques Vaché ile tanıştı. 1919’da Louis Aragon ve Philippe Soupault ile birlikte Littérature dergisini kurdu. Bu dergide şiir ve yazıları yayımlanan Tristan Tzara ve Dadaizm ile tanışsa da zamanla fikirsel bir yol ayrımına girdi ve 1924’te akımın temellerini ortaya koyduğu “Gerçeküstücülük Manifestosu”nu yazdı. Aynı yıl La Révolution surréaliste dergisinin editörü oldu ve bu dergi bünyesinde dönemin en önde gelen sanatçılarının üretimlerine yer verdi. Arthur Rimbaud’nun sanat ve dil anlayışını Karl Marx’ın siyasi düşünceleriyle harmanlama arzusunu gerçekleştirmek için 1927’de Fransız Komünist Partisi’ne katıldı, 1933’te partiden atıldı. 1928’de, Léona Camile Ghislaine Delacourt isimli bir kadınla yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı yarı-otobiyografik romanı Nadja’yı yayımladı. Gerçeküstücülük bu yıllarda Breton’un öncülüğünde tüm Avrupa’da ses getirmeye, bütün sanat dallarını etkilemeye başladı. 1938’de Meksika’ya gitti ve burada Troçki ile tanıştı. İkili, “Devrimci, Özgür Bir Sanat İçin” başlıklı manifesto ile “sanatta tam özgürlük” çağrısı yaptı. 1941’de II. Dünya Savaşı sebebiyle Fransa’dan ayrıldı ve New York’a yerleşti. Burada Fransız antropolog Claude Lévi-Strauss ile tanıştı. 1946’da Paris’e geri döndü ve Fransız sömürgeciliğini Cezayir Kurtuluş Savaşı bağlamında eleştiren “121’lerin Manifestosu”nun imzacılarından biri oldu. 1961-1965 yılları arasında, sergi ve inceleme yazıları formunda ikinci bir gerçeküstücü grup oluşturmaya çalıştı. Ölümünden geriye kuramcı, şair ve yazar olarak ortaya koydukları dışında tablo, heykel, kitap, almanak, fotoğraf ve el yazmalarından oluşan 5300 parçalık bir koleksiyon kaldı.