Ferdydurke
Witold Gombrowicz
Polonya’da 1937’de yayımlanan Ferdydurke ilk önce Naziler, sonrasındaysa Komünist rejim tarafından yıllarca yasaklı kaldı. Savaştan hemen önce Arjantin’e yerleşen Gombrowicz, on yıl sonra Arjantinli arkadaşlarının yardımı ve teşvikiyle kendi romanını İspanyolcaya çevirince Ferdydurke kendi dilindeki tutsaklığından kurtulmakla kalmadı, Avrupa’nın da “edebiyat olayı” haline geldi: Modern roman, yeni bir başyapıt kazanmıştı. Fakat Ferdydurke baş döndürücü kimyasıyla sadece hayranlık değil merak da uyandırdı. Okumayanları okumaya, okuyanları ise bir sihrin büyüsünü anlamaya çağıran bir meraktı bu. Ne olup bittiğini anlamak isteyen veya kitabı bir başkasına tavsiye ederken zorlanan okurların yardımına neyse ki Gombrowicz’in kendisi yetişti:
“Kendisine çocuk gibi davrandıkları için bir çocuğa dönüşen bir adamın grotesk bir hikâyesidir bu. Ferdydurke, insanoğlunun Büyük Toyluğu’nu ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Kitapta da açıklandığı üzere, kendisini bazı davranışlarla açıklamak zorunda kalan saydam ve belirsiz bir varlıktır insan. Sonunda dışarıdan bakıldığında -başkaları için- kendi içinde olduğundan çok daha belirli ve kesin hale gelir. Bu durum, insanın gizli toyluğu ve başkalarıyla iletişime geçerken takındığı maske arasında trajik bir bölünmeye yol açar. Asıl kişiliğini bu maskeye uyarlamaktan başka çaresi kalmaz insanın; sanki göründüğü kişi, kendisiymiş gibi. ‘Ferdydurke insanı’nın da başkaları tarafından yaratılmış olduğunu; insanların, kendilerine ‘varoluş şekilleri’ diyebileceğimiz yeni şekiller dayatarak kendilerini yarattıklarını söyleyebiliriz.”
Ferdydurke, Osman Fırat Baş’ın yıllar süren çalışmasıyla Lehçe aslından Türkçeye ilk kez çevrildi.
“Ferdydurke’yi, Proust’un ölümünden sonra yazılmış üç veya dört büyük romandan birisi olarak görüyorum.”
Milan Kundera
“Ferdydurke, Nietzsche’ci diyebileceğim birkaç romandan birisi ve kesinlikle tek ‘komik’ romandır, eğer böyle bir tanımlama yapılabilirse.”
Susan Sontag
“Gombrowicz, bu yüzyılda, hatta belki de başka bir yüzyılda da kavrayamayacağımız meseleleri dert edinmiştir.”
Czeslaw Milosz
- Ersan Üldes, “Modern Mabedin Teşhiri ve Yıkılışı”, T24, 25 Haziran 2015: http://t24.com.tr/k24/yazi/modern-mabedin-teshiri-ve-yikilisi-ferdydurke,243
- Nazan Maksudyan, “Düşünce Koşusu”, SabitFikir, 16 Temmuz 2015: http://www.sabitfikir.com/elestiri/dusunce-kosusu
- Ömer Özdemir, “Bir Çocuk Adamın Romanı”, KitapZamanı, 8 Temmuz 2015: http://kitapzamani.zaman.com.tr/roman/bir-cocuk-adamin-romani_551456
Bu kitabı neden yayımladık?
Modernist romanın altın çağı 1920’li ve 30’lu yıllar olsa gerek: Joyce’un Ulysses’i, Musil’in Niteliksiz Adam’ı Kafka’nın birçok eseri bu yıllarda yayımlanmıştı. Bu bir avuç kitaptan biri de Gombrowicz’in Ferdydurke’sidir kesinlikle. Üstelik konusu ve anlatım tekniğiyle de oldukça farklıdır. Ama onu asıl büyük yapan şey belki de toplumun, zamanın bireye daha çocukluğundan itibaren okul, eğitim vb. aracılığı ile tamamen saçma, acımasız, anlaşılmaz bir saldırı başlatarak birçok felaketin temelini oluşturmasını bambaşka hiç anlamadığımız bir biçimde göstermiştir. (Ferdydurke evreni ile 2. Dünya Savaşı ilişkisi oldukça ilginçtir örneğin.) Belki de Nobel ödülü sahibi diğer büyük Leh şairi ve yazarı Milosz “Gombrowicz, bu yüzyılda, hatta belki de başka bir yüzyılda da kavrayamayacağımız meseleleri dert edinmiştir,” derken bunu kastetmiştir. Ferdydurke bu dünyada, çocukluk, okul, toplum, arkadaşlar, büyümek denen şeyler oldukça yaşayacak ve bizlere her dem yeni sırlar fısıldayacak yegane kitaplardan biridir. Ferdydurke’nin bir yayıncıya ihtiyacından çok bir yayıncının ona ihtiyacı vardır. Ayrıca Osman Fırat Baş’ın bu ayrıca Lehçe aslından, kitabın tüm dil oyunlarını, şifrelerini Türkçeye uygulayarak mükemmel çevirmesi bizim için övünç kaynağıdır.