YAZARLAR
1944’te Mississippi’de dünyaya geldi. Michigan State Üniversitesi’nde turizm işletmeciliği bölümüne girdikten sonra İngilizce bölümüne geçip buradan mezun oldu. Mezuniyetinden sonra Michigan’da bir süreliğine lise öğretmeni olarak çalıştı. Disleksi bozukluğuna rağmen edebiyatla ilgilenmeye başladı. Kaliforniya Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık programına başladı ve 1970’te “Master of Fine Arts” derecesiyle bu programı bitirdi. İlk romanı A Piece of My Heart 1976’da, ikinci romanı The Ultimate Good Luck ise 1981’de yayımlandı. Bu zaman aralığında Williams College ve Princeton Üniversitesi’nde dersler verdi. İki romanının da beklediği heyecanı yaratmadığı düşüncesiyle kurmaca yazarlığına ara verip New York çıkışlı bir dergi olan Inside Sports’ta çalışmaya başladı. Buradaki macerası da…
6 Mart 1909 – 25 Aralik 1988. Showa dönemi Japonyasında etkin bir Japon romancı, edebiyat eleştirmeni ve Fransız Edebiyatı çevirmeniydi. Ikinci Dünya Savaşı'ndaki yurt içi ve yurt dışı deneyimleri eserlerinde önemli bir rol oynayan savaş sonrasi yazarlarından biridir. Kısa öykü ve eleştirel denemeleri ile hemen hemen Japonya’daki her edebiyat dergisine katkıda bulunmuştur.
“Üzerime, teselliden mütevellit büyük bir akıntı üşüşmüştü ailemde ilk intihar gerçekleştiğinde. İkincisi vuku bulduğunda ufuktan mahrum, tereddütlü bir okyanusa dönüştü bu akıntı. Üçüncüden sonraysa, üç kat yüksekliğin üzerindeki bir odaya girdiğimde insanlar koşup pencereyi kapatıyorlardı. Bunun gibi hadiseler içinde tuzağa düştü yalnızlığım. Bunun dışında, 1942 yılında doğdum; Buenos Aires’te, Fribourg’da, Rosario’da, Villa María’da, La Falda’da, Montevideo’da, Milano’da, New York’ta; kolejlerde, barlarda, yazı işlerinde, tımarhanelerde, müzelerde yetiştirdim kendimi. Mann okudum, Proust çevirdim. Otuz yıl boyunca, düzeltmenlik, hayalet yazarlık, gazetecilik (psikiyatri hastaneleri yayınlarından sosyete dergilerine kadar) ve sanat eleştirmenliği işlerinden hayatımı kazandım.”
1935’te, bugün Sırbistan sınırları içinde yer alan Subotica şehrinde doğdu. Demiryolu müfettişi olan babası Eduard Kiş, “Kohn” soyadıyla doğmasına rağmen 1867-1918 arasındaki “Macarlaşma” süreci sebebiyle sonradan Kiş soyadını almış bir Macar Yahudisiydi. Danilo’nun çocukluğu boyunca babası inişli çıkışlı bir ruh haline sahipti ve sık sık ruh ve sinir bozuklukları hastanesinde tedavi görüyordu. Danilo bu sorunların alkolden kaynaklandığını düşünse de, 1970’lerde babasının aslında nevrotik kişilik bozukluğundan muzdarip olduğunu öğrendi. Ailesi, yükselen Nazizm dalgasından endişelendiği için Danilo’yu üç yaşındayken Novi Sad’da bir Ortodoks kilisesinde vaftiz ettirdi. 1941’de Macaristan, Nazi birlikleriyle Yugoslavya’nın kuzeyini işgal edince, Eduard Kiş ailesini Macaristan’ın güneybatısındaki Kerkabarabás kasabasına yerleştirdi…
1890’da, bugün Çekya sınırlarında bulunan Malé Svatoňovice köyünde doğdu. Abisi Josef bir ressam ve şair, ablası Helena ise bir piyanistti. Liseyi bitirdikten sonra Prag Üniversitesi’nde felsefe ve estetik öğrenimi gördü. Hâlen öğrenciyken çağdaş sanat ve edebiyat üzerine yazılar yazmaya başladı. 1915’te felsefe doktorasıyla mezun oldu. Hayatı boyunca muzdarip olacağı omurilik problemleri sebebiyle askerlikten muaf tutuldu ve I. Dünya Savaşı’na Prag’dan tanık oldu. Savaş boyunca, mesleğinde yeni bir gazeteci olarak milliyetçilik ve totalitarizmi irdeleyen yazılar yazdı. 1917’den 1921’e dek Národní listy gazetesinin yazar kadrosunda yer aldı, gazetenin aşırı milliyetçi bir yayın politikası benimsemeye başlamasıyla buradan ayrıldı ve kısa süreliğine Lidové noviny…
1968’de, Katolik ve çiftçi bir ailenin en küçük kızı olarak İrlanda’nın Wicklow bölgesinde dünyaya geldi. 17 yaşındayken ABD’nin Louisiana eyaletindeki New Orleans şehrine gitti ve Loyola Üniversitesi’nde İngiliz Dili ile Siyaset Bilimi öğrenimi gördü. Mezuniyetinin ardından İrlanda’ya döndü. Galler’in Cardiff şehrinde bir yıl geçirdi ve Galler Üniversitesi’nde hem yaratıcı yazarlık alanında yüksek lisans yaptı hem de lisans öğrencilerine dersler verdi. İlk öykü kitabı Antarctica 1999’da yayımlandı. İkinci öykü kitabı Walk the Blue Fields 2007’de yayımlandı ve Mavi Tarlalardan Yürü (Yüz Kitap, 2017, çev. Duygu Şahin) ismiyle Türkçeye çevrildi. İrlanda’nın Wexford şehrinde yaşayan Keegan ayrıca ülkesinde sanatçılar birliği Aosdána üyesidir.
1941’de Sandefjord’da dünyaya geldi. Edebiyat dünyasına 1965 yılında yayımlanan Spiraler isimli kısa öykü kitabıyla adım attı. Erken dönem eserleri, politik içeriklerinden dolayı ülkesinde pek çok tartışmaya yol açtı. Günümüze dek 30’un üzerinde roman, öykü, oyun ve deneme kitabı kaleme aldı; ayrıca gazeteci Jon Michelet’le birlikte, 1982 ile 1998 yılları arasında düzenlenen beş FIFA Dünya Kupası organizasyonunu, politik ve kültürel arka planlarıyla birlikte teknik açıdan inceledikleri rehber kitaplar kaleme aldı. Solstad, ülkesinin en prestijli edebiyat ödüllerinden olan Norveçli Eleştirmenler Ödülü’nü, sonuncusu 1999’da T. Singer ile olmak üzere toplam üç kez kazanmasının yanı sıra, Kuzey Avrupa Edebiyat Ödülü’nün (1989) ve Brage Ödülü’nün…
1940 yılında Boston’da doğdu. Babası Harvard Üniversitesi’nde Sanskritçe profesörü, annesi ise ev kadınıydı. Ailesindeki bu “çalışan erkek-ev kadını” ikiliği, hayatı boyunca yapıtlarında işlediği önemli meselelerden biri oldu. Okulu yarıda bırakıp Almanya’ya gitti ve burada Almanca öğrendi. 1964’te ABD’ye geri dönüp Radcliffe College’dan mezun oldu. Mezun olduğu yaz İngiltere’ye, Shakespeare’in 400. doğum günü kutlamalarına katılmak için doğduğu şehir olan Stratford’a gitti, bir yıl sonra da Londra’ya yerleşti. İlk romanı Theft (Hırsızlık), 1970 yılında yayımlandı ve Authors’ Club İlk Roman Ödülü’nü kazandı. 1982’de Mrs. Caliban (Bayan Caliban) yayımlandı. Ingalls bu romanıyla 1986’da British Book Marketing Council tarafından, II. Dünya Savaşı sonrasında Amerikalı…
1958 yılında Luoyang’da doğdu. 1978 yılında üniversiteye girmek yerine orduya katıldı. İlk kısa hikâyesi 1979’da yayımlandı. 1985’te Henan Üniversitesi’nin politika bölümünden, 1991’de Pekin’deki Halk Kurtuluş Ordusu Sanat Akademisi’nin edebiyat bölümünden mezun oldu. Yazarlığının ilk yıllarında 19. yüzyıl gerçekçiliğinden oldukça etkilense de 1990’ların sonuna doğru üslubu büyük değişime uğradı ve yaratıcı bir hayal gücüyle bezeli, alegorik bir anlatımı benimsedi. 2014’te Franz Kafka Ödülü’nü kazandı. Lenin’den Öpücükler (Final Kültür Sanat, 2015) ve Patlama Kayıtları (Can Yayınları, 2019), yazarın Türkçede daha önce yayımlanmış diğer eserleridir.
1956 yılında Buenos Aires’te doğmuştur. Bugüne kadar roman, deneme, kısa öykü ve şiir derlemelerinden oluşan on sekiz kitabı yayımlanmıştır. Özellikle romanlarında, insan belleği ve deneyimi, şehir yaşantısı gibi konuları minimal bir olay örgüsü etrafında, yavaş tempolu bir tarzda anlatmayı tercih eder. Mis dos mundos (Benim İki Dünyam), yazarın Türkçeye çevrilen ilk kitabıdır ve 2013 yılında Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü’nün uzun listesine seçilmiştir. Chejfec hâlen New York’ta yaşamakta ve New York Üniversitesi’nde İspanyolca yaratıcı yazarlık dersleri vermektedir.
(1896–1966) Fransız yazar, şair ve sanat kuramcısı. Gerçeküstücülüğün ilk temsilcilerindendir; hatta kimi çevrelerce “babası” olarak nitelendirilir. Tıp öğrenimine devam ederken I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle askere alındı. Savaş yıllarında, Nantes’taki sinir hastalıkları koğuşunda çalıştı ve o zamanlarda pek tanınmayan Freud’un yöntemlerini klinik ortamda kullandı. Buradaki görevi süresince, “edebî açıdan en çok etkilendiği kişi” olarak bahsettiği Jacques Vaché ile tanıştı. 1919’da Louis Aragon ve Philippe Soupault ile birlikte Littérature dergisini kurdu. Bu dergide şiir ve yazıları yayımlanan Tristan Tzara ve Dadaizm ile tanışsa da zamanla fikirsel bir yol ayrımına girdi ve 1924’te akımın temellerini ortaya koyduğu “Gerçeküstücülük Manifestosu”nu yazdı. Aynı yıl La…
1895’te Heildelberg’de doğdu. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak ilk ve orta öğrenimini Almanya’nın farklı şehirlerinde tamamladı. 17 yaşında evden kaçıp Fransız Yabancı Lejyonu’na katıldı, hemen ardından da gönüllü olarak Alman ordusuna yazılarak I. Dünya Savaşı’na katıldı. Çarpışmalarda birçok kez yaralanan Jünger, buradaki tecrübelerini savaşın bitiminde kaleme aldığı, otoritelerce savaş edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yapıtlarından –birçoklarına göreyse 20. yüzyılın en iyi savaş kitabı– sayılan In Stahlgewittern’de (Çelik Fırtınalarından) alışılmışın dışında bir üslupla aktardı. Savaştan sonra Leipzig Üniversitesi’nde zooloji okuyan Jünger, her ne kadar liberalizm karşıtı fikirlere ve radikal ulusalcı bir söyleme sahip olsa da Hitler’in arkadaş olma isteğini ve döneminde…
1867 yılında doğdu. Asıl adı Natsume Kinno'suke'dir. Beş çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak doğan Soseki, maddi zorluklar nedeniyle çocuksuz bir çifte evlatlık verildi. Fakat çiftin boşanması üzerine dokuz yaşındayken tekrar öz anne babasına gönderildi. Orta okul yıllarında Çin edebiyatına büyük ilgi duydu ve yazar olmaya karar verdi. Kendisine mahlas olarak "inatçı" anlamına gelen Soseki'yi seçti. Üniversitede İngiliz edebiyatı okuyan Soseki, akademik çalışmalar yapmak için hükümet bursuyla İngiltere'ye gitti ve orada iki yıl kaldı. Bu döneminden mutsuzlukla bahseden yazar, dönüşünde edebî ününü sağlayacak eserlerini vermeye başladı. Eserleri özellikle son otuz yılda kırka yakın dile çevrildi. Mide ülseri nedeniyle 1916'da yaşamını yitirdi. Birçok Japon edebiyatı tarihçisine göre modern Japon edebiyatının kurucularından biri…
1909’da Romanya’nın Botoşani kentinde dünyaya geldi. Varlıklı Yahudi bir ailenin oğlu olan Blecher liseyi bitirdikten sonra tıp öğrenimi için Paris’e gitti, fakat 1928 yılında Pott hastalığına yakalanınca eğitimini yarıda kesmek zorunda kaldı. Fransa, İsviçre ve Romanya’da çeşitli sanatoryumlarda tedavi gördü. Ömrünün son on yılını tamamen yatağa bağlı geçirmek zorunda kaldı. André Breton, Martin Heidegger, André Gide gibi yazarlarla mektuplaştı. André Breton’un yönettiği dergiler başta olmak üzere, birçok sürrealist ve avantgarde dergide öyküleri, şiirleri ve yazıları yayımlandı. 1936 yılında yayımlanan ve en önemli eseri sayılan Întâmplări în irealitate imediată (Acil Gerçekdışılıkta Maceralar) birçok dile çevrildi. Max Blecher, sağlık sorunlarıyla boğuşarak geçirdiği…
1965’te Barselona’da doğdu. Antropoloji eğitimi alan Piñol, 2002 yılında yayımladığı ilk romanı Soğuk Deri ile büyük bir başarı yakaladı ve kitap iki yıldan fazla İspanya’nın çok satanlar listesinde kaldı. 2005 yılında da Pandora al Congo adlı romanını yayımlayan Piñol, daha sonra Victus (2012) Vae Victus (2015) adlı iki tarihî roman kaleme almıştır. Piñol, eserlerini Katalan dilinde yazmaktadır. Soğuk Deri bugüne kadar otuz yedi dile çevrilmiştir.
Gerçek adı Georgi Nikolayeviç Voloseviç olan Vladimov, öğretmen bir ailenin oğlu olarak 1931’de Ukrayna’nın Krakov kentinde dünyaya geldi. Babası İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlara esir düştü ve bir toplama kampında öldü. Yahudi kökenli annesi Sovyet karşıtı kampanyaları nedeniyle tutuklandı ve Gulag kamplarına sürüldü. Leningrad’a taşınan Vladimov, burada Suvorov Askeri Akademisi’nde okudu. 1953’te Leningrad Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu ancak gazeteci olarak çalışmaya başladı. 1954’te Novıy Mir dergisinde edebiyat eleştirileri yazdı. 1961’de yayımlanan ilk romanı Большая руда (Büyük Maden), tipik bir Sovyet sanayi romanıydı. Yine konusunu Sovyet sanayinden alan Три минуты молчания (Üç Dakikalık Sessizlik) romanı ise Sovyet gerçeğini saptırmakla suçlanarak ağır…
1946'da Havana’da doğdu. Önce Batista diktatörlüğünden, sonra Castro rejiminden kaçarak iki kez sürgün hayatı yaşadı. Florida’ya yerleşen Kübalıların yaşadığı hayal kırıklığını kaleme aldı.1987 yılında, başkanlığını Octavio Paz’ın yaptığı Letras de Oros Roman Ödülü’nü Felaketzedeler Evi ile kazandı. 1993 yılında intihar etti. Ivette Leyva Martínez’in bu kitabın arkasına eklediğimiz “Guillermo Rosales ya da Entelektüel Öfke” başlıklı yazısı, Rosales'in kısacık ama dolu dolu geçen yaşamını ve yapıtlarını tüm yönleriyle anlatıyor.
1966’da Viyana’da doğdu. Gözündeki bir rahatsızlıktan dolayı ilkokulu görme engellilere eğitim veren özel bir okulda okudu. Uzun yıllar dizi, sinema ve tiyatro oyunculuğu yaptı. Senarist olarak birçok defa ödül alan yazar, Ein ganzes Leben adlı romanıyla 2016 Man Booker ödülüne aday gösterildi. Romanları Almanya’da bir milyonun üzerinde satan Robert Seethaler, yaşamını Viyana ve Berlin’de sürdürüyor.
Enrique Vila-Matas, 1948’de Barcelona’da doğdu. Hukuk ve gazetecilik okudu. Film eleştirileri yazıp kısa filmler çektikten sonra 1973’te ilk romanını yayımladı. Paris’te kiraladığı ve -daha önce Margarite Duras’nın da yaşadığı- bir çatı katında geçirdiği iki yıl boyunca ikinci romanını yazdıktan sonra kendisini tümüyle edebiyata verdi. Roman, öykü ve edebiyat yazıları gibi farklı türlerde yirmi kitabı yayımlandı. 2002’de yayımlanan romanı El mal de Montano (Montano Hastalığı) Premio Herralde de Novela, the Prix Médicis Etranger ve Premio Internazionale Ennio Flaiano ödüllerine layık görüldü ve on bir dile çevrildi. Yazarın son romanı Mac y su contratiempo (2017), Jaguar Kitap’ın yayın programında yer almaktadır.
1961’de Moskova’da doğdu. Moskova Devlet Pedagoji Üniversitesi Roman ve Alman Dilleri Fakültesini bitirdikten sonra sokak temizlikçiliği, yol işçiliği, muhabirlik, öğretmenlik ve çevirmenlik yaptı. Rusya’nın en büyük üç edebiyat ödülünü de kazanan ilk yazar olan Şişkin’in eserleri yirmi dokuz dile çevrildi ve farklı ülkelerden pek çok değerli ödüle layık görüldü. Ülkesinde Rus edebiyat geleneğinin yaşayan vârisi olarak görülen Şişkin, mevcut Rus yönetimine muhalif tavrı nedeniyle 1994’te ülkesinden ayrıldı ve halen İsviçre’de yaşamaktadır.
Amerikalı öykü, roman ve deneme yazarı. 1908 yılında birçok öyküsüne, romanına sahne olan Illonis eyaletinde doğdu. 1938-1975 yılları arasından New Yorker’da editör olarak çalıştı. Aralarında Nabokov, Salinger, Updike, Cheever gibi ustaların olduğu birçok önemli yazarın editörlüğünü yaptı ve “yazarların yazarı” olarak nitelendi. Maxwell, Pen/Malamud Award, Mark Twain Award gibi ödüller aldı. 1982 yılında Hadi Yarın Görüşürüz ile ülkenin en prestijli ödüllerinden National Book Award’ı kazanan Maxwell, 2000 yılında New York’ta yaşamını yitirdi.
11 Mayıs 1916’da İspanya’nın Galicia bölgesindeki Iria Flavia’da doğdu. Ailesi başkente taşınınca Cela eğitimine dokuz yaşından sonra kilise okulunda devam etti. 1931’de yakalandığı tüberküloz sonrası yattığı sanatoryumdaki iki yılını kitap okuyarak geçirdi. 1934’te tıp fakültesine kaydolsa da, buradaki dersleri yerine edebiyat fakültesinin derslerini takip etti. Çağdaş edebiyat dersleri veren Pedro Salinas’tan oldukça etkilenen Cela, ilk şiirlerini ve yazılarını “Onunla tanışmasaydım, yazmayı bu denli ciddiye alamazdım,” dediği hocası Salinas’a gösterdi ve onun yönlendirmelerine sadık kaldı. İç Savaş patlak verince Cela’nın ve daha sonra İspanya’nın önemli entelektüelleri arasında yer alacak arkadaşlarının öğrenimleri yarıda kesildi. Cela, milliyetçi tarafta yer aldı. Savaşta yaralandı. Bu…
Sergey Donatoviç Dovlatov, 3 Eylül 1941’de, İkinci Dünya Savaşı başlangıcında Leningrad’dan (St. Petersburg) sürülen bir ailenin oğlu olarak Rusya’nın Ufa şehrinde doğdu. Rus Yahudisi olan babası tiyatro yönetmeniydi ve Ermeni kökenli annesi tiyatro oyuncusuydu. Aile, 1944’te Leningrad’a döndü ve Dovlatov 1959 yılında Filoloji Fakültesi’nin Fin Dili Bölümü’ne girdi. Ne var ki askerlik görevi nedeniyle iki buçuk yıl sonra öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Askerlikten sonra Gazetecilik Fakültesi’ne girdi ve öyküler yazmaya başladı. “Gorozhane” olarak bilinen yazarlar birliğine katıldı ve çağının önemli isimleriyle vakit geçirme şansı buldu. Diğer yandan, yazdıklarının “ideolojiye muhalif” olduğunu söyleyen çağdaşlarının siyasi baskılarını hissetmeye başladı. Dovlatov, 1972’de Talin’e yerleşti ve muhabirlik yapmaya başladı. Kısa bir süre sonra Pskov yakınlarında…
Ödön von Horváth, 1901’de Macar bir diplomatın oğlu olarak, o zamanlarda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun toprağı olan, bugün ise Hırvatistan sınırları içinde kalan Fiume’de (Rijeka) doğdu. İlkokula 1908’de Budapeşte’de başladı. Babası soyluluk unvanı alarak Münih’e tayin edilse de Ödön, ailesinin yanında kalarak ilköğrenimini Budapeşte’de, ortaöğrenimini ise Bratislava ve Viyana’da, -anadili olmayan- Almanca okuyarak tamamladı. Üniversite eğitimi için gittiği Münih’ten diplomasız bir şekilde ayrıldı ve Berlin’e yerleşti. Sonrasında Bavyera’da ve Murnau’da yaşadı. Oldukça verimli geçirdiği gençlik yılllarında yazdığı oyunlar edebî çevrelerden övgü, Nazi yanlısı basından ise yergi aldı. 1924’te katıldığı Alman İnsan Hakları Derneği adına çalışmalarda bulundu. 1931’de Kleist Ödülü’ne layık görüldü. 1933’te…
Leszek Kołakowski, 23 Ekim 1927 tarihinde Polonya’da doğdu. Nazi Almanya’sının işgali altında bulunan Polonya’da okulların kapatılması nedeniyle okula devam edemedi. Babasının kütüphanesinden faydalanarak ve özel dersleralarak eğitim hayatını sürdürdü. İlk ve orta öğrenimi dışarıdan bitirme sınavlarıyla tamamlayan Kołakowski, II. Dünya Savaşı’nın ardından Lódz Üniversitesi’nde felsefe eğitimi aldı. 1953 yılında ise Spinoza üzerine yazmış olduğu teziyle Varşova Üniversitesi’nden doktorasını aldı. Nazi Almanya’sının Polonya üzerindeki yıkıcı etkisi nedeniyle 1945 yılında Polonya İşçi Partisi’ne katıldı. Kołakowski, Stalinizm’in uygulamalarını Marksist düşünceden sapma değil, onun doğal bir sonucu olduğunu savunuyordu. 1966 yılında üyesi olduğu partiden atıldı ve iki yıl sonra da işini kaybetti. Batı’ya sürüldükten sonra çoğunlukla Oxford Üniversitesi’nde…
Yu Hua, 1960 yılında, Çin’in doğusunda yer alan Hangzhou’da doğdu. Çocukluğu, izleri tüm yapıtlarında görülebilecek Çin Kültür Devrimi yıllarında (1966-76) geçti. Diş hekimliği öğrenimi gördü. Beş yıl boyunca diş hekimliği yaptıktan sonra mesleğini tümüyle bırakıp kendisini edebiyat çalışmalarına adadı. 1993’te yayımlanan romanı Yaşamak [Huózhe], Çinli yönetmen Zhang Yimou tarafından sinemaya aktarıldı. Ülkesinde yasaklanan film, Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’e [Grand Prix] layık görüldü. Her ne kadar romandaki melankoliyi aktarmakta yetersiz kaldığı ve kurguya sadık kalmadığı için eleştirilse de film, kitabın ülkesinde büyük bir şöhret kazanmasını ve dünyada dikkat çekmesini sağladı. Yaşamak, İngilizceye çevrilmesinin ardından Amerika başta olmak üzere birçok ülkede çok satan kitaplar listelerine girmekle kalmadı, edebî niteliğiyle edebiyat çevrelerinde büyük bir heyecan uyandırdı.…
Marc Chagall, 1887 yılının temmuz ayı başlarında; günümüzde Belarus’a, o zamanlarda ise Rusya’ya bağlı bir kasaba olan Vitebsk’te doğdu. Resimle dolu dolu geçen 97 yılın ardından 28 Mart 1985’te, gün boyunca durmaksızın resim yaptığı günün akşamında stüdyosundan ayrılmak üzere asansöre bindi ve tam da bir zamanlar ona “havada” öleceğini söyleyen falcının söylediği gibi veya kendisini uçarak resmettiği tablolarına benzer şekilde, hayata gözlerini yumdu. Chagall, inen asansörün içinde kalp krizi geçirmişti. Devrin öncü akımlarından daha çok, Hayatım’da [Ma Vie] anlattığı memleketinin ve geçmişinin etkisi altında kalarak kendisine has bir resim geliştirdi. Hayatım’ı otuz dört yaşında Moskova’da tamamlayan Chagall’ın bu kitabı, eşi…
1969’da Londra’da doğdu. İngiliz edebiyatı öğrenimi gördü. Bir süre Prag’da ve Berlin’de yaşadı. Çıplak modellik yaptı, yemek / restoran eleştirileri ve televizyonlar için metinler yazdı, Mute dergisinde yardımcı editörlük görevinde bulundu. İlk romanı Kalan’ı (Remainder) 2001’de yazdı, fakat roman İngiltere’deki ana akım yayınevlerinin neredeyse hepsi tarafından reddedildi ve ancak 2005’te Paris merkezli küçük bir yayınevi olan Metronome Press tarafından yayımlanabildi; üstelik kitabevlerinde değil sadece galerilerde ve müzelerde satışa sunuldu. Kalan, birkaç ay sonra aldığı olumlu bir tanıtım yazısından sonra eleştirmenlerin dikkatini çekti ve birçok saygın eleştirmen Kalan’dan övgüyle bahsetti. London Review of Books’un “uzun zamandır yayımlanan en iyi roman”, The Independent’ın ise “tehditkâr ışıltısıyla klasik statüsünü hak ediyor” şeklindeki tanımlamalarının ardından…
İrlandalı yazarın ilk kurmaca eseri Horses adlı novelladır. İlk romanı The Long Falling, 1998’de Faber&Faber tarafından yayımlandı ve Fransız yönetmen Martin Provost tarafından “Ou va la nuit” adıyla beyazperdeye uyarlandı. Keith Ridgway, 2001 yılında Rooney Prize’a değer görüldü ve aynı yıl The Long Falling ile Prix Femina Etranger’in de sahibi oldu. 2000 yılında yayımlanan öykü koleksiyonu Standart Time’ı, üçüncü romanı The Parts, ve daha sonra Animals takip etti. Son romanı Hawthorn & Child ABD’de New Directions, İngiltere’de ise Granta tarafından yayımlandı.
1968’de İskoçya’nın Shetland Adaları’nda doğdu. İngiltere, İskoçya ve Amerika’da okudu. 1995’ten bu yana The Economist’in dış haberler servisinde çalışan Ledgard, gelişmekte olan ülkelerde risk, teknoloji ve türlerin yaşam mücadelesi üzerine çalışmalar da yapmaktadır. Yazarın ikinci romanı Batır Gitsin Derin Sulara [Submergence, 2011] avant-garde niteliğiyle İngilitere’de ve Amerika’da (2013) yılın en iyi romanları arasında gösterilmiştir.
Honduraslı bir anne ve El Salvadorlubir babanın oğlu olarak 1957 yılında Honduras’ta doğdu. Ailesi, o dört yaşındayken El Salvador’a taşındı. Castellanos Moya, Toronto’daki York Üniversitesi’ne kaydolduğu 1979 yılına kadar El Salvador’da yaşadı. Ülkesine gerçekleştirdiği bir ziyaret sırasında, eylem yapan silahsız öğrenci ve işçilerin, hükümetin keskin nişancıları tarafından öldürüldüğüne tanık oldu. El Salvador’dan ayrıldı, ancak okul için Kanada’ya geri dönmedi. Bunun yerine Kosta Rika ve Meksika’ya seyahat etti ve gazeteci olarak çalıştı. 1932 Salvador köylü katliamı sonrasında kurulan bir siyasi parti olan Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi lehine yazılar yazdı. Fakat parti içindeki şiddetli çatışmalar nedeniyle hayal kırıklığı yaşadı. Castellanos Moya, 1991 yılında Tendencias adlı aylık kültür dergisine yazmak üzere El…
Emil Michel Cioran / E. M. Cioran, 8 Nisan 1911’de, o zamanlar Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun parçası olan Răşinari adlı bir Rumen kasabasında doğdu. Ailenin en büyük erkek çocuğu olduğu için eğitimli, entelektüel ve saygın bir Ortodoks papaz olan babasının, “Rumen kimliği”ni fazlasıyla vurgulayan ismini aldı. Her zaman özlemle andığı, mutlu bir çocukluk yaşadı. 1921’de kasabasının bağlı olduğu Sibiu’da okumaya başladı. Orta öğretimini -Rumen dili ve edebiyat dersleri hariç- ortalama bir başarıyla tamamladı. 1928’de Bükreş Üniversitesi’ne kaydolup felsefe okudu. Felsefe eğitimini, üniversiteyi ve hatta üzerine tez yazsa da hayatın trajedisini kavrayamadığını söylediği Bergson’u hiçbir zaman sevemedi; fakat burada ömür boyu dost kalacakları Eugene Ionesco ve Mircea Eliade ile tanıştı. 1933’te…
1904’te, Varşova’nın iki yüz kilometre güneyindeki Maloszyce kasabasında doğdu. O sıralarda Polonya’nın büyük bir bölümü Rusya işgali altında olsa da Gombrowicz, refah içinde mutlu bir çocukluk geçirdi. Ailesi 1911’de Varşova’ya taşındı ve Gombrowicz, ilk öğretimini Varşova’da Katolik eğitim veren bir okulda tamamladı. Varşova Üniversitesi’nde hukuk okudu. Eğitim amacıyla gittiği halde vaktini daha çok yazar kahvelerinde geçirdiği Paris’te bir yıl yaşadıktan sonra Varşova’ya dönüp adliye memurluğuna başladı. Bir süre sonra bu işten sıkıldı, hele bir de Radom Mahkemesi’ndeki üst düzey görev talebi reddedilince hukuk kariyerini bırakıp kendisini tümüyle edebiyata verdi. Daha sonra hepsini yakacağı romanlarını yazmaya başladı. İlk eseri 1933’te -bundan birkaç ay sonra vefat edecek olan- babasının da desteğiyle yayımlanan Bir Ergenlik…
1950’de Suriye’nin Halep şehrinde doğdu. İnşaat mühendisliği okudu. Yayımlanan yedi romanının yanı sıra tiyatro oyunları ve çocuk kitapları da yazdı. 1950’li yıllardaki Halep’in kültürel ve siyasi durumunun televizyonlarda ilk kez konu edildiği, gerçekçi yaklaşımı ve cüretkâr diliyle öne çıkan televizyon dizileri hazırladı. Suriye’de daha basılmadan yasaklanan ve bu nedenle Beyrut’ta yayımlanan romanı Sessizlik ve Gürültü [es-Samt ve’s-Sahab, 2004] çevrildiği ülkelerde büyük ilgi gördü. Rejimin baskısı nedeniyle uzun yıllar önce ülkesini terk etmek zorunda kalan Nihad Sîris, 2012’den bu yana Berlin’de yaşamaktadır.
Belgrad doğumlu (1937) Amerikalı filozof. Özellikle “zihin felsefesi” alanında yaşayan en önemli isimlerden biri olarak kabul edilen Nagel, 1980’den bu yana New York University’de felsefe ve hukuk dersleri vermektedir. Felsefe yazılarına henüz yirmi iki yaşındayken başlayan Nagel, bu kitabın sonunda da ayrıca yer verilen “Yarasa Olmak Nasıl Bir Şeydir?” [What Is it Like to Be a Bat?, 1974] adlı makalesiyle zihin felsefesinde çığır açıcı bir etki yaratmıştır. 2012’de yayımlanan -şimdilik son- kitabı Zihin ve Evren: Materyalist Neo-Darwinci Doğa Görüşü Neden Neredeyse Kesinlikle Yanlış [Mind and Cosmos: Why the Materialist Neo-Darwinian Conception of Nature is Almost Certainly False] felsefe ve bilim dünyasında…
4 Mart 1851’de Hadula başta olmak üzere birçok çalışmasının coğrafi dokusunu oluşturan Skiathos Adası’nda papaz bir babanın dördüncü oğlu olarak doğdu. Skiathos’ta ancak on bir yaşına kadar eğitim görebildi. Daha ileri seviyede eğitim veren bir okul olmadığı için sonraki üç yılını babasının çiftçilik işlerine yardım ederek geçirdi ve kalan eğitimini yakın adalardaki okullara giderek tamamlayabildi. Üniversite için başkente gitmeyi başardığında yirmi üç yaşındaydı ve sadece iki yıl boyunca felsefe okuyabildi. Neyse ki, bu sırada kuzeninin de yardımıyla Yunan basın yayın dünyasına kıyısından köşesinden girmeyi başarmıştı. Ekonomik zorluklar nedeniyle öğrenimini yarıda bıraktıktan sonra geçimini sağlamak için birçok işte çalışsa da, hayatı…
23 Nisan 1955, Buenos Aires doğumlu Arjantinli yazar. Eleştiri başta olmak birçok yazınsal türde ürün veren Domínguez’in 2002’de yayımlanan novellası La casa de papel (Kâğıt Ev), kısa sürede yirmiden fazla dile çevrilmiş ve yayımlandığı her ülkede büyük ilgi uyandırmıştır.
1936, Bronx, New York. Meksika’da Colomb Öncesi Amerikan Sanatı Tarihi, New York University’de Amerikan edebiyatı okudu. Paris’te Amerikan sineması ve edebiyatı üzerine dersler verdi. Guernica Magazine’in yayın kurulunda yer aldı. Öyküleri ve yazıları Granta, Conjunctions gibi dergilerde yayımlandı. The Adventures of Mao on the Long March (Uzun Yürüyüşte Mao’nun Maceraları) yayımlandıktan sonra on yedi yıl süren bir sessizlik dönemine girdi. Yazarın Tallien: A Brief Romance (1988), Tintin in the New World: A Romance (1993), Van Gogh’s Bad Café (1997) ve The Green Hour (2002) adlı romanları, Self-Portraits: Fictions adlı bir öykü kitabı ve modern sanat üzerine birçok makalesi bulunmaktadır.
20 Aralık 1927’de Albany, New York’ta doğdu. Union College ve Columbia University’de okuduktan sonra gazetecilik ve editörlük yaptı. Aralarında Columbia University’nin de olduğu çeşitli okullarda ders verdi. İlk romanı 1959’da yayımlandı ve bu tarihten itibaren şiirler ve anti-Western romanlar yazdı. Daha önce elli dört kere reddedilen Wittgenstein’ın Metresi’nin (Wittgenstein’s Mistress) yayımlanmasıyla, altmış bir yaşındayken büyük bir başarı kazandı. Post-modern edebiyatın kült kitabı hâline gelen bu romandan sonra Reader’s Block (1996), This is Not a Novel (2001) ve The Last Novel (2007) adlı kitaplarını yayımlayan David Markson, 4 Haziran 2010’da hayata veda etti.
Bugün Silikon Vadisi olarak adlandırılan bölgede 1974 yılında doğdu ve burada büyüdü. “Yapay zekâ” üzerine bilgisayar programcılığı yapan yazar, ilk romanı Odysseia’nın Kayıp Bölümleri’yle özellikle Amerika’da büyük bir başarı yakaladı.
22 Ocak 1943’te Mannheim’da dünyaya geldi. Almanca, felsefe ve sosyoloji okudu. 1965’e dek gazetecilik yaptı. 1970’ten sonra radyo oyunları, tiyatrolar ve başarılı romanlar yazdı. 1980 ve 1986 yılları arasında, edebiyat dergisi Lesezeichen’in editörlüğünü üstlendi. 2001’de çağdaş Alman edebiyatının en önemli eserleri arasında gösterilen Ein Regenschirm Für Diesen Tag (O Gün İçin Bir Şemsiye) adlı romanıyla büyük bir başarı kazandı ve 2004'te Almanya’nın en prestijli edebiyat ödülü Georg Büchner Preis’e layık görüldü.
Roma’nın yetiştirdiği en önemli düşünür ve yazarlardandır. Babası “Yaşlı Seneca” olarak bilinen bir retorik öğretmeni ve hatipti. Ancak Seneca, babasının karşı çıkmasına rağmen felsefeyi seçti. Pompei ve Mısır seyahatlerinden sonra Roma’ya tekrar döndüğünde yirmi sekiz yaşındaydı ve avukatlık yapmaya başladı. Zamanla imparatorluğun mali işlerinden sorumlu makama kadar yükseldi. Ancak İmparator Caligula ile arası açıldı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Arkadaşları sayesinde bu infazdan kurtuldu. Başka imparatorlarla da çalıştı ve nihayet devlet işlerinden ayrılınca kendisini tamamen felsefeye verdi. Yeni Stoa ya da Roma Stoa’sı denilen akımın en önemli üç temsilcisinden biri oldu. (Diğer ikisi Epiktetos ve Marcus Aurelius’tur.) Önemli tiyatro eserleri ve…
1925'te Polonya'da dünyaya gelen Bauman, 1939'daki Nazi işgali sonrasında ailesiyle birlikte Sovyetler Birliği'ne, Polonya hükümetinin antisemitist tutumu nedeniyle ise 1971'de İngiltere'ye sığındı. Bu tarihten itibaren sosyoloji çalışmalarına Leeds Üniversitesi'nde devam eden Bauman hâlen yaşayan en önemli sosyologlar arasında anılmaktadır.
1979'da Kansas, Topeka'da doğdu. Brown University’de Siyaset Teorisi okuduktan sonra şiir üzerine yüksek lisans yaptı. 2003’te Fulbright bursuyla Madrid’e gitti. The Lichtenberg Figures (2004), Angle of Yaw (2006), Mean Free Path (2010) adlı şiir kitaplarının ardından yazdığı ilk romanı Atocha’dan Ayrılış, 2011’de yayımlandı.
30 Nisan 1961 tarihinde Fas'ta doğdu. On yaşındayken ailesiyle birlikte Fransa’da yaşamaya başladı. Paris’te sosyoloji, edebiyat, iletişim okudu. Çeşitli ödüller aldı, iki kitabı Amerikan Sosyoloji Derneği tarafından onur ödülü ve en iyi kitap ödüllerine layık bulundu. 2009 yılında önde gelen Alman gazetesi Die Zeit tarafından “yarının düşünce biçimini değiştirebilecek yaşayan on iki düşünür”den biri seçildi. Kudüs İbrani Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü, Bezalel Güzel Sanatlar ve Tasarım Akademisi’nin ilk kadın başkanıdır. 80 makale ve kitap bölümü, 7 kitap yazan Eva Illouz’un kitapları 15 dile çevrilmiştir.
1937'de Kahire'de doğdu. Daha lise yıllarında Kahire’deki sosyalist oluşumların içinde yer alan yazar, Kahire Üniversitesi’nde Hukuk okuduktan sonra gazeteciliğe başladı. Siyasi faaliyetleri dolayısıyla kısa süreli tutuklanmalar yaşadıktan sonra Nasır'ın solculara karşı başlattığı tutuklama kampanyası kapsamında 1959’da gözaltına alındı ve ağır işlerde çalıştırılmak üzere yedi yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapishanede beş yıl kaldı, bu sürenin çoğunu Mısır'ın Batı çölündeki el-Vâhât Hapishane Kampı'nda geçirdi. 1964’te serbest kaldı. Bir süre Almanya’da ve Sovyetler Birliği’nde yaşadı, 1974’te Kahire’ye döndü. O günden bu yana Kahire’de yaşamaktadır. Ekim 2003’te Mısır Kültür Bakanlığı’na bağlı Kültür Yüksek Kurumu’nun verdiği Arap Roman Ödülü’nü kazanan muhalif yazar, ödül töreninde “böyle…
Sıvacı bir baba ile çamaşırcı bir annenin oğlu olarak 21 Haziran 1839’da Rio de Janeiro’da doğdu. Çocukluğunu ve hâliyle öğrenciliğini de zorluklar içinde geçirdi. Bir halk kutlamasında yardım ettiği ve daha sonra dostu olacak Peder Silveira Sarmento’dan Latince öğrendi. On yaşındayken annesini kaybetti. Bu olaydan sonra babası, oğluyla birlikte, São Cristóvão’ya taşındı ve burada tıpkı kendisi gibi bir melez bir kadınla (1854) evlendi. Joaquim’in devam edebileceği tek okul, bir kızlar okuluydu. Babasının yeni eşinin, aynı zamanda okula şekerleme yapmasının yardımıyla bu okula devam etme hakkı kazandı. Geceleri göçmen bir fırıncıdan Fransızca öğrendi. Francisco de Paula Brito’nun sahibi olduğu kitapçıda çalışmaya…
1886'da varlıklı bir tüccar ailesinin oğlu olarak Tokyo’da doğdu. Ne var ki, o büyüdükçe ailesinin geliri düştü ve genç Tanizaki sonunda üniversitedeki edebiyat öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Fakat daha sonraları Japonya’nın tüm prestijli ödüllerini alacak bu genç yazar adayının edebî kariyeri henüz başlıyordu: Üniversitedeyken 1909’da tek sahnelik bir tiyatro oyunu yazan Tanizaki, bir yıl sonra yayımlanan ilk öyküsüyle adını duyurmayı başardı. Sadece sonraki iki yıl içinde yazdığı dört romanda değil, yaşamı boyunca kötücül güzellik, erotizm, sadizm ve mazoşizm gibi temaların etrafında gezindi. Oscar Wilde, Poe ve Marquis de Sade’dan etkilendi. Güzellik ve grotesk, onun sayfalarında hep yan yana geldi.…
1799’da, taşralı bir burjuva çocuğu olarak Touraine’de doğdu. Napoleon’un zafer hikâyelerini dinleyerek büyüdü ve belki bu yüzden hayatı boyunca, onun kılıçla bitiremediğini kalemle tamamlamak istedi. Daha on dört yaşındayken İrade Üzerine adlı bir kompozisyon yazdı. Babası onun bir avukat olmasını istedi. Fakat Balzac ailesiyle bir anlaşma yaparak iki yıl boyunca açıklıktan ölmemesine yetecek kadar bir aylık ve edebiyatla uğraşma izni kopardı. Başarısız roman denemeleri yazdı. Beş yıl sonra, istediği şöhrete ve özgürlüğe hâlâ ulaşamamıştı. Klasik kitapları basıp satarak özgürlüğünü kazanmak istedi fakat tam tersine büyük bir borç altına girdi. Kendisini odasına kilitledi ve borçlarını hafifletmek için bir kürek mahkûmu gibi…
1979'da Oslo’da doğdu. 2009 yılında Tarjei Vesaas İlk Kitap ödülüne layık görülen Hızlandıkça Azalıyorum'dan (Jo fortere jeg går, jo mindre er jeg) sonra 2012'de Monstermenneske adlı yeni romanını yayımladı.
1962 yılında Ibahernando’da doğdu. İki yıl süreyle Illinois Üniversitesi’nde çalıştı. 1989’dan bu yana Gerona Üniversitesi’nde İspanyol edebiyatı profesörü olarak görev yapıyor. El País'te yazıyor. Hikâyelerini topladığı ilk kitabı El móvil (Güdü) 1987 yılında yayımlandı. İlk romanı El inquilino (Kiracı) 1989’da, ikinci romanı El vientre de la ballena (Balinanın Karnı) 1998’de okurlarıyla buluştu. Salamina Askerleri ile dünya çapında bir üne ulaştı. Modern İspanya tarihinin bir anlamda edebî belleği olan Javier Cercas, yaşayan en önemli romancılardan kabul ediliyor.
T.S. Eliot, onun hakkında şöyle demiştir: Il miglior fabbro.