Tanrısız Gençlik

Peter Handke'nin "Brecht'ten daha iyi" dediği ve Stefan Zweig'ın "Çağının en yetenekli yazarı" olarak gördüğü Ödön von Horváth'ın en önemli eseri Tanrısız Gençlik, yakında, Jaguar okurlarıyla buluşuyor.

KİTAPTAN ALINTI

İnsanlığın İdeallerini Ararken
 
Papazın şarabının tadı güneşe benziyor; kekin tadı ise buhura. Odanın bir köşesinde oturuyoruz.
Papaz bana evini gezdirdi.
Aşçısı şişman bir kadın. İyi yemek pişiriyordur kesin.
“Ben fazla yemem,” diyor Papaz bir anda.
Düşüncelerimi mi okudu acaba?
“Buna karşın çok içerim,” diyor ve gülüyor.
Bense pek gülemiyorum. Şarap hem lezzetli hem de değil. Konuşuyor ve duralıyorum, sık sık tutuklaşıyorum. Ama neden?
“Aklınızı meşgul eden şeyi biliyorum,” diyor Papaz, “çocukları düşünüyorsunuz; pencerelerde oturup kuklaları boyayan ve beni selamlamayan o çocukları.”
Evet, çocukları da düşünüyorum.
“Gördüğüm kadarıyla düşüncelerinizi tahmin edebilmem sizi şaşırtıyor, ama bunu yapmak benim için zor değil, zira köyün öğretmeni de her yerde sadece o çocukları görür. Onunla her karşılaştığımızda tartışırız. Demem o ki, insan benimle her şeyi konuşabilir, ben kimseyi dinlemeyen ya da kızan o papazlardan değilim, Aziz İgnatius’a katılıyorum. İgnatius şöyle der: “Ben her insanla onun kapısından girerim , ki daha sonra onu kendi kapımdan uğurlayabileyim.”
Bir parça gülümsüyor ve susuyorum.
Papaz bardağını dikip bitiriyor.
Bekleyen gözlerle ona bakıyorum. Ne olduğunu hâlâ anlamıyorum.