Buzda Yürüyüş
Werner Herzog
Sadece kült filmleriyle değil, yaşamı ve düşünceleriyle de sıra dışı bir isim olan Werner Herzog’dan benzersiz bir tecrübenin kitabı: Buzda Yürüyüş.
1974 yılının kasım ayında, geçen yüzyılın en önemli sinema eleştirmenlerinden yakın arkadaşı Lotte Eisner’in Paris’te hasta yatağında ölmek üzere olduğu haberini alınca şöyle der Herzog: Olamaz, dedim, şimdi ölemez, Alman sineması şu an onsuz yapamaz, bu önemli kadının ölmesine izin veremeyiz. Herzog, oraya yürüyerek giderse Eisner’in ölmeyeceğine, iyileşeceğine dair çılgınca bir inançla Münih’ten yola koyulur. Bir sırt çantası ile çıktığı bu yolculukta köylerden, tarlalardan, dağ yollarından kar buz içinde geçerken karşılaştıklarını kendisine has üslubu ile kâğıda aktarır. Yolda gördüklerini anlatırken aslında yaşam, ölüm ve dünya hakkında âdeta kısa ve kesik, ama derin bir konuşma yapar kendisiyle. 1982 yılında Lotte Eisner’in Helmut Kautner Ödülü alması üzerine yaptığı konuşmayı da sonuna eklediğimiz Buzda Yürüyüş, iyi bir yönetmenin gözünden, buz üstünde bir yolculuğa çıkarıyor okurlarını.
Bu kitabı neden yayımladık?
Arkadaşının hastalığını duyunca uçağa, arabaya atlamak yerine bir sırt çantası ile karda, buzda, yağmurda çamurda günlerce yürüyerek gitmeye başlayan birinin yol boyunca düşündükleri, gözlemledikleri de elbette ilginç olacaktı. Herzog tüm bunları şiirsel bir dille, yer yer bilinç akışı tekniğiyle kaleme alınca kitap da daha bir edebî değere ulaşıyor. Ayrıca “bir sanatçının portesi” olarak baktığımızda şunu görürüz: Sanatçı asla ve asla kolaya kaçmayan kişidir. Bu yürüyüş ile hem arkadaşını ölümden hem kendisini yok olup gitmekten kurtarmıştır Herzog. Hem delice bir inancın hem de insanoğlunun özgün fikirler ve eylemler yaratmadaki sınırsız becerisinin kitabıdır Buzda Yürüyüş. İnancımızı kaybeder gibi olduğumuzda, buzda yürüme cesareti gösteren bir sanatçıyı hatırlamamız için…