Umutsuzluğun Doruklarında

E. M. Cioran

Umutsuzluğun Doruklarında, Cioran’ın 23 yaşında, tam da uykusuzluk hastalığının başladığı yıllarda yazdığı ve onu filozoflar katına çıkaran; sonsuz dünya içindeki sonlu insanın anlamı, aşk, acı, sevinç, ölüm ve umutsuzluk hakkında, sert ve ele avuca gelmeyen fikirlerin yoğuştuğu bir kitap.

Cioran’ın tüm felsefesinin ve üslubunun "kilit taşı" olarak nitelendirilen Umutsuzluğun Doruklarında, Orçun Türkay'ın çevirisiyle…

"Cioran, gözlerimizi hiç durmadan insan varoluşunun hiçliğine yöneltmeye çalışmış, muhteşem bir asi ve boyun eğmez bir mizantroptu." –Norman Manea

KİTAPTAN ALINTI

ACIMANIN BOŞLUĞU
Şu yeryüzünde, sağırlar, körler ya da deliler varken, insanda nasıl idealler olabilir? Bir başkasının göremediği gün ışığına ya da duyamadığı sese nasıl sevinebilirim? Ben herkesin karanlığından sorumlu olduğumu düşünüyor, kendimi bir ışık hırsızı olarak görüyorum. Gerçekten de görmeyenlerden gün ışığını, duymayanlardan da sesi çalmıyor muyuz? Delilerin içine düştüğü karanlığın sorumlusu bizim bilinç açıklığımız değil mi? Nedenini bilmeden, bunları düşündüğümde, yürekliliğimi de istencimi de yitiriyorum; düşünce  ereksiz, acıma boş görünüyor bana. Herhangi birinin üzüntüsüne acıyabilecek kadar normal biri olarak görmüyorum kendimi. Acıma yüzeyselliğin işaretidir: Parçalanmış
yazgılarla çaresi olmayan üzüntüler sizi ya avaz avaz bağırtır ya da sürekli bir tepkisizliğe sürükler. Acıma ve duygulanma hem etkisiz, hem de onur kırıcı şeylerdir. Üstelik insan, kendisi sonsuz bir acı çekerken, başkasının acısına nasıl üzülsün? Acıma duygusu insanı hiçbir şeye zorlamaz, bu yüzden çok sık rastlanan bir duygudur. Şu dünyada hiçkimse başkasının çektiklerinden ötürü ölmemiştir. Bizim için öldüğünü ileri süren kişiye gelince, o ölmemiştir: Öldürülmüştür.